“`html
Dünya Gazetesi’nden Alp Ulagay, “Zeynep Sönmez’in hızla yükselişi” başlığı altında, genç tenisçinin elde ettiği başarıları kaleme aldı. Ulagay’ın yazısı ise şöyle devam ediyor:
“2023 yazının başlangıcında, İngiltere’nin başkenti Londra’ya oldukça yakın, Surbiton kasabasında 100 bin dolar ödüllü ITF turnuvasındayım. Bu, Uluslararası Tenis Federasyonu çatısı altında düzenlenen çim kort turnuvası. Daha yüksek kategorilerdeki WTA veya ATP turnuvalarına katılacak puanı elde edemeyen tenisçiler için düzenleniyor. Benim odak noktam ise son zamanlarda yükselişe geçen Zeynep Sönmez’i izlemek. Yaklaşık birkaç aydır bu yetenekli genç tenisçiyi takip ediyorum.”
Zeynep, Surbiton’daki eleme turlarını ve ana tablo birinci turunu geçtikten sonra, güçlü rakibi Ukraynalı Snigur ile karşılaşıyor. İyi bir performans sergilemesine rağmen, üç sette yenilgi yaşıyor. Maç sonrasında kısa bir röportaj yaparak çim korttaki deneyimini soruyorum. “Topların geliş açıları tahmin edilemiyor. O yüzden dizlerimi bükerek yaklaşmam gerekiyor,” diyerek kendi performansını değerlendiriyor. O dönemdeki antrenörü Mert Ertunga ise çim kortun Zeynep için ideal bir zemin olduğunu belirtiyor.
Meksika’da zafer, ilk 100’e girdi
O turnuvadan sonra Zeynep’in kariyerinde önemli gelişmeler yaşandı. O sıralarda WTA dünya sıralamasında 212. sırada yer alan Zeynep, adım adım zirveye yükselmeye başladı. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Merida turnuvasını kazanarak ilk 100’e girmeyi başardı. Böylece Avustralya, Fransa, Wimbledon ve ABD Açık gibi Grand Slam turnuvalarına ön elemesiz katılma düzeyine ulaştı.
Zeynep, çim kortta geçirdiği süreçte hala deneyim kazanıyor. Üç hafta önce Wimbledon’da iki tur geçmeyi başararak turnuva tarihinin tek kadınlarda üçüncü tura yükselen ilk Türk tenisçisi oldu. İlk turda Rumen Cristian’ı, ikinci turda ise Çinli Wang’ı ikişer sette geçmeyi başardı.
Çim kort onun için oldukça uygun görünüyor. Birkaç gün önce WTA’nin düzenlediği çevrimiçi röportaj sırasında bu zemin konusunu yeniden gündeme getirdim. “İki yıl önce çimde oynamaya başladım. En rahat olduğum zemin olmasa da, kesinlikle çimi seviyorum. Hızlı kortlarda oynamayı seviyorum gibi görünüyor. Diğer zeminler de hoşuma gidiyor. Sert zemin benim en konforlu hissettiğim yüzey, çünkü orada büyüdüm,” yanıtını veriyor.
Yeni antrenör ekibi göreve başladı
Gerçekte, Zeynep son 1.5 yıldır bir değişim geçirmekte. Geçtiğimiz yıl mart ayında küresel spor ajansı KIN Partners ile anlaşma imzaladı. Bu ajans, Zeynep’in hem sportif hem de ticari kariyer yönetimini üstleniyor. Geçen yıl temmuzda tenis antrenörü Mert Ertunga ile yollarını ayırdı. Meksika’daki Merida turnuvasında kazanırken yanında yıllardır birlikte çalıştığı fitness ve mental koçu Mehmet Bayraktar vardı. Aralık ayında ise iki Hırvat antrenör, Marin Bradaric ve Izu Zunic ile çalışmalara başladı. KIN Partners bu iki ismin ekibe dahil olmasında önemli bir rol oynadı.
Zeynep artık turnuvalara daha kalabalık bir ekip ile katılıyor. Bunun yanı sıra kariyerinde bir sıçrama yapabilmesi için gereksinim duyduğu stratejiyi ekip arkadaşlarıyla birlikte belirliyor. Marin ve Izu, rakip analizi konusunda daha derin bir çalışma yürütüyor ve turnuva takviminin oluşturulmasına yardımcı oluyorlar. İkisine yönelik etkilerini sorduğumda Zeynep şu yanıtı veriyor: “Genel olarak dip çizgide (baseline) oyunumun daha güçlü ve daha sert olması gerektiğini savunuyorlar. Son 7-8 ayda bu konu üzerinde çalıştık. Baseline’da daha sert ralli yaparak uygun top geldiğinde voleybe çıkmayı hedefliyoruz. Bu zaten benim oyun stilimde biraz olan bir özellik. Bunu daha ileri bir seviyeye taşımak için çabalıyoruz.”
Wimbledon’da servisinde zaman zaman sıkıntılar yaşadı. Örneğin, birinci turda Cristian’a karşı ilk sette yalnızca %41 oranında ilk servislerinin oyuna girmesi dikkat çekiciydi. Neredeyse o ilk seti kaybediyordu. Bu duruma da atıfta bulunmadan geçmedi: “Sezon sonrası gerekirse servisimde büyük bir değişim yapacağım. Ancak yıl ortasında bu tür değişiklikleri tamamen uygulayamayacağımız için sezon sonuna bıraktık.”
Sponsorluk anlaşmaları
Profesyonel sporun sadece saha içindeki başarılarla sınırlı olmadığını biliyoruz. Sosyal medya ve sponsorluk fırsatları, saha dışındaki pek çok alanı kapsıyor. Geçtiğimiz yıl Merida turnuvasındaki şampiyonluğu sonrası Zeynep’e olan ilginin arttığını görebiliriz. Birçok dergide kapak oldu ve sosyal medyada büyük bir yankı uyandırdı. Ajansı bu ilgiyi sponsorluk fırsatlarına dönüştürmek için harekete geçti. Son birkaç ay içinde THY, Züber, Mini Cooper, Kısmet by Milka ve Fonfique Zeynep’in sponsorları arasına katıldı. Önceki sponsorlardan Babolat, Asics, Bioderma ve Unimar ise desteklerini sürdürmekte.
Zeynep, bu yıl katıldığı turnuvalardan vergiler hariç 472 bin dolar kazanç elde etti. Yılın kalan döneminde bu rakamın artması bekleniyor. Sponsorluklarla bu toplamının 1 milyon dolara ulaşması mümkün görünüyor.
Zeynep’in dünya sıralamasında ilk 30’a girmesi eşi benzeri görülmemiş bir başarı olur
Dr. Cem Tınaz (Lahey Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Uluslararası Spor Yönetimi bölümü baş öğretim üyesi ve Tennis Europe Başkan Vekili)
“Spor dünyasında bireysel marka olmanın çeşitli unsurları bulunmaktadır. Bunların ilki sportif başarı ile ilgilidir. Zeynep Sönmez’in dünya sıralamasında ilk 30’a veya hatta ilk 20’ye ulaşması, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir başarının göstergesi olacaktır. İkinci unsur kişisel marka kimliğidir. Sporcu kişiliği, tutarlılığı, karizması ve hikayesi markasını oluşturan önemli unsurlardandır.”
“Üçüncü unsur, toplumsal imaja ve etik değerlere dayanıyor. Son dönemde hassasiyet gösterilen konulara dair iletiler ve topluma katkıda bulunabilecek projeler, bu unsuru belirliyor. Ayrıca bunların doğru bir şekilde pazarlanması gerekli; bahsettiğim değerleri sporcu yalnız başına gerçekleştiremez. Bu bağlamda, bunu etkili bir biçimde anlatabilecek bilgi ve deneyime sahip bir yapıya ihtiyaç vardır.”
Zeynep’in şu anda ulaştığı konum mükemmel. Ancak bunu sürdürülebilir bir başarıya dönüştürmek için daha zorlu bir yolculuk onu bekliyor. Yine de, uzun süredir uluslararası düzlemde bu dinamikleri iyi kavradığı için bu süreci yönetme becerisine sahip. Bu tüm verileri özümsemek kolay değil ama Zeynep bunu başarma potansiyeline sahip.”
Beş yılda 75 numaraya ulaştı
Zeynep Sönmez (23), İstanbul’da dünyaya geldi ve altı yaşında tenisle tanıştı. Sekiz yaşında ilk kazandığı turnuvası ile başladığı yolculuğunda, 2018’den itibaren profesyonel turnuvalara katılmaya başladı. Aynı dönemde lise diplomasını da aldı. 2020’de Antalya’da ilk kez bir ITF turnuvasını kazandı. 2020 yılından itibaren Türkiye’nin FED Cup takımına seçildi. 2023 yılının başlarında ilk 200 kadın tenisçi arasında yer aldı. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Meksika’daki Merida WTA turnuvasını kazanarak Çağla Büyükakçay’dan sonra WTA turnuvası kazanan ikinci Türk oyuncu oldu. Bu yıl Wimbledon’da tek kadınlarda üçüncü tura yükselip, 14 Temmuz’da dünya sıralamasında 74’üncülüğe çıkarak kariyerinde yeni bir rekor elde etti.
“`
