Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Genel Sanat Yönetmeni olmadan sadece kurul ile yönetilecek

Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nun (CRR) Genel Sanat Yönetmeni Murat Cem Orhan’ın görevine son verildiği ama açıklamanın 22 Haziran’da yöneteceği konserden sonra yapılacağı bilgisine ulaştık. Öğrendiğimiz bilgiye göre bir yenisi de atanmayacak. İddiaya göre CRR’nin Kültür Daire Başkanlığı’nın kararıyla yeni bir yapılanmaya gideceği haberi kafalarda soru işareti oluşturdu. 

CRR yönetimi için İBB Kültür Daire Başkanı Volkan Aslan’ın da başında bulunduğu bir kurul kurulacak. CRR gibi bir sanat kurumunun başında yer alacak isim veya isimler; uluslararası tanınırlığa sahip, dünyaca ünlü orkestralara ve müzisyenlere ulaşabilen kişiler olması gerekiyor. Peki bu kültür varlığında çokseslilik doğru mu? Her zaman bu sayfalarda yazıyoruz “Sanat kurumlarını sanatçılar yönetmeli” diye. Peki bu kurulda yer alacak kişiler sanatçılar mı olacak? Yurtdışında çok önemli bir yeri olan CRR kurulunda yer alan isimler kaç yabancı dile ve klasik müzik konusunda ne kadar bilgiye hâkim olacaklar. Kulislerde bu sorular sorulmaya başlandı bile! 

Biliyoruz ki Cemal Reşit Rey Konser Salonu herhangi bir kültür merkeziyle eşdeğerde değil. 

KÖKLÜ BİR TARİH…

Bilet satışı bu kurumda oluyor ve bir sezon içinde bu kurumda konser verecek isimler önceki yıldan ayarlanıyor. Toplumun bilete ve sanatçıya ulaşılabilirliği açısından uluslararası bir yönetim yapısına sahip CRR’de unutulmamalı ki bu güne kadar dünyaca ünlü birçok sanatçı konser verdi. 

1989’dan bugüne köklü bir tarihe sahip yapının işleyişi neden değiştirilmemeli… CRR’nin tarihçesine baktığımızda, cevabı görüyoruz. Bu salon, Filiz Ali ve Aydın Gün gibi isimlerin sanat yönetmenliklerini gördü. Filiz Ali o dönemde basına demeç verdiği için görevden alınmıştı. Aydın Gün ise o dönemin İBB başkanının Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin CRR’de konser vermesini istemesi üzerine; bu kurumun yapısına aykırı ve uygun değil diyerek istifa etmişti.

FİLİZ ALİ’DEN AYDIN GÜN’E…

Harbiye’deki Cemal Reşit Rey Konser Salonu yedi ay gibi kısa bir sürede tamamlandı. Bina, harika akustiği, ses kayıt olanakları, açıldığında iki Steinway piyanosu, amfi eğilimindeki rahat oturma konumu ve geniş fuayesiyle seçkin bir konser merkezi olmanın tüm özelliklerini taşıyan bir sanat kurumu burası. İlk genel sanat yönetmeni Filiz Ali olan kurumun açılış konserini 14 Mart 1989’da İdil Biret’in solistliğinde, Baumgartner’in yönetimindeki Lucerne Festival Orkestrası yaptı. Bu kuruma öncü bestecimiz Cemal Reşit Rey’in adının verilmesi de o dönemin belediye başkanı Nurettin Sözen’in sanat danışmanı Hilmi Yavuz’un önerisiyle olmuş. 

Daha sonra Aydın Gün’ün sanat yönetmenliğinde seçkin bir dinleyici kitlesiyle konserler tarihe geçti. Dünyada tanınan bir sanat kurumu Cemal Reşit Rey Konser Salonu. Sonra bayrağı opera sanatçısı Arda Aydoğan teslim almış. 

MURAT CEM ORHAN

Son genel sanat yönetmeni Murat Cem Orhan’dan kısaca söz etmek gerekirse müziğe çok genç yaşta piyano çalarak başlamış, lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera/Şan Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ve ABD’nin New York şehrinde Brooklyn College of Music’te tamamlamış. Ardından Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Kompozisyon ve Orkestra Şefliği Bölümü’nde Antonio Pirolli’nin orkestra yefliği sınıfında yüksek lisans öğrencisi olmuş. Dünya’nın çeşitli yerlerinde, ünlü sanatçılarla yaptığı ustalık sınıfları arasında Polonya’da ünlü şef Jorma Panula, Maceristan’da Alparslan Ertungealp, İtalya Siena’da Accademia Chigiana Musicale’de Michel Tabaschnik ve İzmir’de üst üste iki yıl Prof. Rengim Gökmen ve Metropolitan Operası Korosu eski şefi William Hicks yer alır. Ayrıca bir opera sanatçısı olarak İtalya’nın Siena kentindeki Accademia Chigiana Musicale’de Renato Bruson ile, Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da Raina Kabaivanska ile, ABD’nin New York şehrinde Sherill Milnes, Ashley Putnam ve Catherine Malfitano gibi opera sanatının çok tanınmış isimleri ile uzun soluklu çalışma fırsatı buldu. Orhan iyi derecede Fransızca, İngilizce ve İtalyanca konuşuyor.

‘GÜLÜNÇ DURUMA DÜŞÜLÜR…’

Cemal Reşit Rey Konser Salonu gibi köklü bir kurumun neden Genel Sanat Yönetmeni olması gerektiğini kurumun ilk genel sanat yönetmeni piyanist, müzikbilimci, yazar, eleştirmen, eğitimci ve akademisyen Filiz Ali’ye ve CRR’de Ersin Antep ile birlikte müzik sohbetleri yapan tarihçi, akademisyen ve yazar İlber Ortaylı’ya sorduk.  

Filiz Ali:

Genellikle bu tür sanat kurumlarının özellikle müzik ile ilgilenen sanat kurumlarının başında o meslekte tanınmış, belirli bir düzeye gelmiş ve saygınlığı olan kişiler olur, dünyada böyledir. Sanat kurulları olabilir, danışmanlarda olabilir. CRR gibi kurumların bir işleyişi vardır. Çalışanların durumları,  dinleyiciyle olan ilişkiler gibi. Tabii ki genel sanat yönetmeni tüm bunlarla bire bir ilgilenmez, ama bütün bu sorumluluklar çok önemlidir ve bir kişide toplanmalıdır. Aksamadan ve iyi işler çıkarabilmek adına CRR gibi bir kurumda olmazsa olmazdır genel sanat yönetmeni. Çünkü konser salonunun işleyişi de en önemli faktör. Bir program var ve icra aden müzisyenler; büyük bir orkestra, bir operacı ya da caz sanatçısı. Onlar için saniyeler önemlidir ve bu kurumun bir genel sanat yönetmeni yoksa aksamaması için insanüstü eşgüdüm gerekir.

İlber Ortaylı:

Böyle tatbiki sanat merkezlerini bir “haupt intendant” (sanat sorumlusu) yönetir, genel sanat yönetmeni denir buna. Bütün dünyada böyledir. Rejisörler, orkestra şefleri, müzikologlar, koro şefleri, koreograflar, dramaturglar vardır. Bunlar buralara danışman olarak hizmet verir, sanat üretimi yaparlar. “Haupt intendant’ın yanında sanatçı olmayan mali, idari, hukukçu kadrosu da vardır. Ama bir sanat yönetmeni tüm yapıyı yönetir ve mütalaa ister. Dünyada bunun istisnası yoktur. Sanat faaliyetini kurullar idare etmez, aksi takdirde gülünç duruma düşülür. Kurulun başında biri vardır, o idare eder. Ama CRR gibi yer için hiç olmaz! Böyle bir yer kurulla idare edilmez! 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir