Eski ABD Başkanı Donald Trump, 2020 Eylül’ünde Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn Dışişleri Bakanlarıyla ellerinde “İbrahim Anlaşmaları” ismini verdikleri mutabakat metniyle poz verdi. O günlerde 2 Arap ülkesinin İsraille normalleşmesini sağlayan anlaşmayı diğer Arap ülkelerinin de vakit geçmeden takip edeceğine dair birçok yorum yapıldı. Hatta Trump’ın damadı Jared Kushner’ın hazırladığı bir planla İsrail’le Filistin arasındaki on yıllardır süren çatışmanın dahi sona ereceği konuşuldu. Ancak gülümseyerek verilen pozlar ve abartılı açıklamaların kendini sahadaki gerçeklere bırakmasıyla İbrahim Anlaşmaları’nın devamına dair duyulan ümitler de hayal kırıklığına döndü. ABD ve İsrail’in anlaşmaya girmesini en çok ümit ettiği ülke Suudi Arabistan, normalleşme için aralarında bağımsız bir Filistin devletinin de kurulmasının olduğu birçok şart ileri sürerken, mutabakatın katılımcıları BAE ve Bahreyn bile Tel-Aviv’den yükselen ırkçı politikalarının artmasıyla beraber İsrailli yetkililerle görüntü vermekten kaçınmaya başladı. Libya’da ise geçtiğimiz haftalarda Dışişleri Bakanı’nın İsrailli mevkidaşıyla gayriresmi bir görüşme yapması bile görevinden alınmasına yetti. Daha da önemlisi, yapılan anketlerde Arap halkları nezdinde işgalci İsrail’in negatif konumunda herhangi bir değişiklik yaşanmadığı görülüyor.
İsrail’in 2020’de anlaşmalar yapılırken Filistinlilerin konumunun iyileşeceğine dair verdiği sözlere rağmen işgalin dozajının her geçen gün artması, şimdilik İbrahim Anlaşmaları’nın genişlemesi önünde en büyük engel olarak duruyor. Özellikle aralık ayında Binyamin Netanyahu tarafından İsrail tarihinin en ırkçı hükümeti olarak nitelendirilen koalisyonun kurulmasının ardından İsrail’le ilişkisi olan birçok Arap devleti de Netanyahu ve kabinesindeki isimlerle yan yana gelmek istemiyor. Gerek Netanyahu’nun partisi Likud’dan bazı milletvekillerinin, gerekse Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in Filistinlileri aşağılayıcı ve zaman zaman bütün Araplara karşı ırkçılık içeren çıkışları Arap toplumunda İsrail’e karşı nefreti artırıyor. Polis eşliğinde Mescid-i Aksa baskınları, hemen hemen her gün Filistinlilerin öldürülmesi ve Batı Şeria’yı kanser gibi sarmaya devam eden yasa dışı yerleşimler, İsrail’in Filistinlilerin koşulları konusunda pozitif bir adım atmayacağının en büyük işaretleri olarak görülüyor.
İsrail’le normalleşen Arap ülkelerinde bile İbrahim Anlaşmaları halk nezdinde sorgulanıyor. Temmuz ayı sonunda ABD merkezli Washington Institute’ın yaptığı kamuoyu araştırması, 2020 yılında BAE ve Bahreyn’de sırasıyla yüzde 47 ve 45 olan anlaşmaya desteğin, son olarak yüzde 27 ve 20’ye kadar düştüğünü gözler önüne serdi. ABD’yle bu yönde müzakere yürüttüğü söylenen Suudi Arabistan’da da durum farklı değil. Araştırmaya göre olası bir normalleşme mutabakatı hakkında olumlu görüş bildirenlerin üç yıl içerisinde yarıya düşerek yüzde 20 seviyesine gerilediği bildirildi.
İsrail’in Arap ülkeleriyle normalleşme anlaşmaları yaparken bir hedefinin de İran’a karşı bir koalisyon kurmak olduğu belirtiliyordu. Ancak İsrail’le normalleşme süreçleri yavaş ilerlerken, Arap ülkelerinin hızlı bir şekilde İran’la ilişkilerini geliştirmesi Tel-Aviv’de büyük hayal kırıklığı yarattı. Mart ayında Suudi Arabistan, son yıllarda dev ekonomik anlaşmalara imza attığı partneri Çin’in arabuluculuğunda 7 yıldır arasında diplomatik ilişki bulunmayan İran’la normalleşme adımı attı. Karşılıklı büyükelçileri tekrar atama konusunda uzlaşan iki ülke arasında birçok anlaşma da imzalandı. İbrahim Anlaşmaları’nın imzacısı olan BAE’yle İran arasında da yeni adımlar atıldı. Geçtiğimiz yıl sonlarında BAE’nin İran Büyükelçisi 6 yıl aradan sonra Tahran’a dönerken, bu yıl başında da İran Abu Dabi’ye büyükelçi atadı. Ayrıca önceden bölgede ABD’nin geleneksel müttefikleri sayılan Suudi Arabistan ve BAE’nin son dönemde ilişkilerini çeşitlendirme adımları atarak Çin’le yakınlaşması, İran ile daha fazla yakınlaşabilecekleri şeklinde yorumlanıyor.
ABD’nin İbrahim Anlaşmaları’na yeni katılımcılar arama çabası Libya’da da hayal kırıklığıyla sonuçlandı. İtalya’da İsrailli mevkidaşı Eli Cohen’le resmi olmayan bir toplantıda bir araya gelen Libya Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş, oluşan tepkinin ardından Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe tarafından apar topar görevinden alındı. Bazı uzmanlar, Dibeybe’nin görüşmeden habersiz olamayacağını belirtirken, görüşmenin sızdırılmasının ardından el-Menguş’un kurban edildiğini ifade ettiler. Buna göre ABD, uluslararası alanda daha fazla meşruiyet arayan Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ne İsrail’le ilişki kurulması karşılığı destek sözü verirken, el-Menguş-Cohen görüşmesine Libya sokaklarından yükselen yoğun tepkinin ardından projenin rafa kalktığı belirtildi.