Kümbetler binlerce yıllık defin geleneğini yansıtıyor

Asya’dan Anadolu’ya kadar Türklerin geçtiği yerlerde rastlanan ve Türk mimarisinin eşsiz bezemelerini yansıtan kümbetler, “Türk çadırı” ve “anıt mezar” olarak da adlandırılıyor.

Türklerin defin geleneğini yansıtıldığı Kayseri’de, Çifte Kümbet, Dört Ayaklı Kümbet, Ali Cafer Kümbeti, Şah Kutlu Hatun Kümbeti, Hunat Hatun Kümbeti, Gevher Nesibe Hatun Kümbeti gibi çok sayıda anıt mezar tarihe ışık tutuyor. Kentte, gövdesinde kanatlı aslanlar, çift başlı kartal arması, geometrik şekiller, bitki motifleri, hurma dalları, kuş ve aslan başları gibi bezemelerle süslenmiş, yapımı 11. yüzyıla kadar uzanan 25’i aşkın kümbet yer alıyor.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, AA muhabirine, kümbetlerin Türk mimarisinin önemli yapılarından olduğunu söyledi.

Anadolu’nun Türk yurdu olmasından sonra Orta Asya’daki geleneklerin Anadolu’ya taşındığını anlatan Dursun, 1071’deki Malazgirt Zaferi sonrasında yapılan kümbetlerin defin geleneklerinin yansıması olduğunu belirtti.

Kümbet ve türbe ayrımıyla ilgili bilgi veren Dursun, “Külahla örtülü yapılar kümbet, kubbeyle örtülü yapılar türbe olarak biliniyor ama biz kümbetlere de türbe diyoruz. Aslında bunlar anıt mezar.” diye konuştu.

“ORTA ASYA TÜRK GELENEKLERİNDEN GEÇMİŞ MOTİFLER MEVCUT”

Dursun, kümbetlerde cenazelik ve üst katlarında da bölüm yer aldığını, burada da ziyarete gelenlerin dua edip namaz kılabildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Anıt mezarı yaparken süslemelerini de gerçekleştiriyorlar. Döner Kümbet örneğine baktığımız zaman, her cephesinde farklı süsleme türlerini görebiliyorsunuz. Orta Asya Türk geleneklerinden geçmiş motifler mevcut. Hunat Hatun Türbesi’ne baktığınız zaman aynı şekilde yine çeşitli süslemeler var. Süslemeden kastım geometrik şekiller değil. Aslında yazıyı da bir nevi süsleme gibi sunuyorlar. Estetik bir görüntü sunuluyor. Özellikle saçak altı dediğimiz noktalara Ayetel Kürsi işlenebiliyor. Hunat Hatun gibi birçok yapıda var.”

Yapıların birbirine benzese de aynı yapının hiçbir şehirde olmadığını, süsleme ve ölçüleriyle farklılık oluşturduğuna dikkati çeken Dursun, “Orta Asya’daki Türk mitolojisinin çeşitli özelliklerinin burada süsleme olarak yansıtıldığını görebiliyoruz.” dedi.

Dursun, şöyle konuştu:

“Anadolu’ya atalarımız geldiklerinde, elbette burayı bir Türk yurdu yapmanın yanında çeşitli ihtiyaçları için yapı türleri de inşa etmişler. Birçok yapı türü var. Bunlardan birisi de kümbet. Sonuçta hayat devam ediyor. İnsanlar yaşıyor ve ölüyor. Öldükten sonra sizin bir geleneğiniz, bir yapı türünüz var. Bunu burada uyguluyorlar. Geçmişini aynen buraya yansıtmışlar. Elbetteki coğrafi ve malzeme farklılıklarına göre değişiklikler var. Yeni noktalarda yeni malzemeler her zaman eklenmiş ama öz kültür her zaman korunarak devam ettirilmiş.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir